Ağız yüzeyi ve dişlerin çevresi bir sıvı faz ile çevrilmiştir. Sıvının iç kısımlarındaki moleküller tarafından simetrik ve küresel olarak sarıldığı için molekül üzerindeki etkileşim kuvvetleri denge halindedir. Yüzeydeki molekül ise farklı cins moleküllerin etkisi altında bulunması ve her tarafından eşit sayıda moleküller tarafından sarılmaması nedeniyle molekül üzerindeki etkileşim kuvvetleri denkleşmemiştir. Adezyon kuvvet, iki farklı materyalin birbirine çok yakın temas eden yüzeyleri arasında meydana gelen çekim kuvvetleridir. Adezyon (çekim) kuvvetlerinin oluşması için iki yüzey arası mesafenin mikronun binde biri kadar yakınlıkta bulunması gerekir. Adezyon kuvvetlerini 3 ana başlıkta toplamak mümkündür.
A, Mikro mekanik kuvvetler
a Geometrik efekt
b. Reolojik efekt
B. Kimyasal kuvvetler: İyonik bağlar
Diş hekimliğinde bu kuvvetlerin bilinmesi restorasyonların kullanımında ve restorasyon seçiminde yararlı olacaktır.
Adeziv ajanların mine ve dentin üzerine bağlanma mekanizmaları farklıdır.
MineRezin Bağlantısı
Minenin yapısını %96 hidroksiapatit, %4 organik matris ve su oluşturur. Minenin histolojik yapı elemanı mine prizmalarıdır, 46 mikron çapında altıgen prizma şeklinde, minedentin sınırından mine dış yüzeyine kadar devamlılığı bozulmadan uzanan ve birbirlerine bir mikron aralıklarla sıralanmış durumdadır.
Buonocore, 1955 yılında rezinlerin, mineye bağlanmasını sağlamak için mineyi asitle dağlama tekniğini geliştirmiştir. Bu teknikte mineye uyguladığı asit solüsyonunu daha sonra yıkamış, mineyi kurutmuş ve metil metakrilat rezinin asit tarafından minede oluşturulan mikropöröziteye (mikro gözeneklere), penetrasyonunu sağlamıştır. Asitle dağlama tekniği 1970′ lerin başında, BisGMA kompozit rezinlerle birlikte restorasyonların yapımında kullanılmaya başlanmıştır.
Mine yüzeyi, minimal pöröziteye sahiptir ve yüzey enerjileri monomer tarafından ıslatılacak kadar yoğun değildir. Oysaki bu yüzeyler fosforik asit gibi bir asitle dağlandığında, mikropöröziteyle sonuçlanan, hidroksiapatit kristallerinin seçici olarak çözülmesi meydana gelir. Asitle dağlama, yüzeyden 10um mine kaldırır ve 5um ile 50um derinlikte değişen pürüzlü bir tabaka oluşturur. Minede üç tip dağlama şekli olabileceği gösterilmiştir. En çok meydana gelen tip 1; dir, bunda mine prizmalarının çekirdekleri kaldırılır, prizma çeperleri yerinde kalır. Tip 2 tip 1 ‘in tersidir yani prizma çeperleri kaldırılır, prizma çekirdeği yerinde kalır. Tip 3 ‘de dağlama şekli daha az açıktır, her iki şekil de bir arada görülebilir. Asit uygulaması bunlara ek olarak minenin kompozitle bağlanmasını engelleyecek tükürük pelikülünü kaldırır ve yüzey enerjisini değiştirerek, mineyi ıslanabilir hale getirir. Dağlama uygulanmış minede tebeşirimsi beyaz bir görüntü oluşacaktır. Minenin dağlanması ile rezinlerin mineye olan bağlanma dirençleri 13,7 Mpa 21,6 Mpa arasında ölçülmüştür. Mine bağ dayancı genellikle restoratif materyalin polimerizasyon büzülmesinden kaynaklanan kenar açıklığını yeterli derecede önler. Çeşitli konsantrasyonlarda^ fosforik asit, mine dağlama ajanı olarak değerlendirilmiştir. En etkili dağlama solüsyonu % 30 ile % 40 konsantrasyonunda, özellikle % 37’ lik ortofosforik asittir. Bu asidi 1530 saniye arasındaki sürelerde uygulamak yeterlidir. Uzun süreli dağlama yüzey pörözite derinliğini düşürür ve kaçınılmalıdır. 2030 saniye su ile yıkama ve sonrada hava ile kurutmayla mine dağlanması tamamlanır. Bu aşamadan sonra minenin kontaminasyonu engellenmelidir 


Restoratif kompozitteki monomer, asitle pürüzlendirilmiş mine yüzeyi ile uyumlu olmasına karşın yüzeyi ıslatabilmek ve mikropöröziteye penetre olabilmek için vizkozitesi oldukça büyüktür. Mine ve kompozit materyal arasında doldurucusuz adeziv yapıştırıcı ajanı, ara yüzey ajanı olarak kullanmakla daha iyi bağ elde edilir. Asitle pürüzlendirilmiş mineye uygulanan bu yapıştırıcı ajan, genellikle düşük vizkoziteli sıvı formda BisGMA’dır. Yapıştırıcı ajan düzensiz yüzeyi ıslatır ve minede oluşan mikropöröz yapıya kapiller çekimle emilir. Yapıştırıcı ajan üzerine yerleştirilen kompozit rezin, bu ajanın üst yüzeyindeki tabakaya kimyasal olarak bağlanır. Bağlantı restorasyon için gerekli tutuculuğu sağlar ve birçok durumda mekanik retansiyon oluşumuna gerek bırakmayarak sağlam diş dokusunun korunmasına olanak verir.diş dolgusu düşmesi,diş dolgusunun düşmesi,diş dolgusu düşmesi ,diş dolgusu düşerse

Önceki YazıZirkonyum ve Porrselen Kron ve Köprüler
Sonraki YazıLaminate Uygulaması
Zirkonyum diş video
27/04/2025

Küçükçekmece Zirkonyum: Estetik ve Dayanıklılığın Mükemmel Uyumu

Zirkonyum Diş Kaplama Nedir? Zirkonyum diş kaplama, hem estetik hem de dayanıklılık açısından en çok tercih edilen diş tedavilerinden biridir. Metal altyapı içermeyen yapısı...

Devamını Oku Zirkonyum Telefon
27/04/2025

İmplant Yapımında Bekleme Süresi. Çiğnemek İçin Ne kadar Beklerim?

İmplant diş uygulaması için en önemli dezavantajlardan birisi tedavinin uzun sürmesi. Diş kaplamalarda işlem bir hafta gibi bir sürede tamamlanır. Oysa implant diş yapımı gerektiğinde...

Devamını Oku Zirkonyum Telefon
Diş estetiği ve gülüş tasarımı
24/05/2021

Diş Yaptırmaktan Korkmayın

Dişlerimiz sindirim sisteminin başlangıç noktasıdır ve en önemli görevi üstlenirler. Yediğimiz besinlerin kopartılması, parçalara ayrılması ve öğütülmesi görevini üstlenen sert...

Devamını Oku Zirkonyum Telefon

Yorum Yap